Kamuoyunda “yüksek karlı gizli fon” adıyla bilinen dolandırıcılık davasında 13 saat süren duruşmanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına hükmederek, duruşmayı 15 Ocak’a erteledi.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın ikinci duruşmasında savunma yapan tutuklu sanık Seçil Erzan, savcının, “Birçok kişiden para alıyorsunuz. Bu sistemi nasıl aklınızda tutuyorsunuz?” sorusuna, Nisan 2023’e kadar problem yaşamadığı yanıtını verdi.
Mahkeme Başkanı’nın, “(Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu ve Fatih Terim Fonu var, para kazandırıyor.) dediğin kimler var?” sorusuna karşılık Erzan, hangi müştekiye ne söylediğini hatırlamadığını ancak Volkan Bahçekapılı, Emre Belözoğlu ve Bülent Çeviker’in de aralarında olduğu bazı mağdurlara, “Gizli bir işlem, genel müdürlükte yapıyorlar, insanlar çok para kazanıyor.” dediğini ifade etti.
Erzan, basında da yer alan arabada çekilen videoyu kimin kaydettiğinin sorulması üzerine, “Moji, o videodaki sözleri bana zorla söyletti. Diğer insanlar gibi fazla para alanların içerisinde. O gece Tanın’la Merve geldiler, Hüseyin Avni de bizdeydi. Mutfakta kaldım, kapıyı açtırmadılar, 10-15 senet imzalattırdılar.” dedi.
Söz konusu işlemlerin Nisan 2023’ten sonra olduğunu ve kimseyi dolandırmayı düşünmediğini iddia eden Erzan, Nur Erkasap’tan para aldığını ancak miktarı hatırlamadığını söyledi.
Erzan, ödemelerin yüzde 90’ının elden yapıldığını belirterek, “Semih’in parasını hesabından Ali aldı. Daha sonra Ali, Semih’in hesabına 750 bin dolar olarak geri gönderdi. Semih bana parayı göndermek için Ali’nin hesabına yolladı. Ben 50-100 bin gibi ufak krediler çektim. Yüksek miktarda kredi çekmedim.” diye konuştu.
Avukat Epözdemir’den telefon sorusu
Bir kısım müştekinin avukatı Rezan Epözdemir’in, “Madem bankanın tüm bu işlemlerden haberi yok, niçin gözaltına alınmadan hemen önce banka telefonunuzu kırarak başka bir telefon veriyor size?” sorusuna karşılık Erzan, bankanın kendisine yeni hat verdiğini, diğer telefona ilişkin de “Ne yaparsan yap.” denildiğini, hiçbir yöneticisiyle bu durumu paylaşmadığını kaydetti.
Epözdemir’in, “Telefonun internet aramalarında neden Gürcistan’da para birimi araması yaptınız?” sorusuna ise Erzan, “Bir müşterimiz Gürcistan’da parası olduğunu ve Türkiye’ye getirmek istediğini söylediğinde para birimini öğrenmek için arama yaptırdım.” yanıtını verdi.
Avukat Epözdemir’in, “BDDK, 43 milyon eksi olduğunu söylemiş, bu para nerede?” sorusu üzerine Erzan, bu rakamın 43 milyon olmadığına dikkati çekerek, “Normalde 300-500 bin arasında eksidir. Herkes aldığını söylerse ortaya çıkar. 43 milyona benim söylediğim rakamlarla ulaşılmıştır. 53 milyon gibi toplanan bir para hesaplanmıştı ancak o dönem kendimde değildim. Bazılarına daha fazla, bazılarına daha az yazmışım o dönem verdiklerime.” şeklinde konuştu.
Mesaj kayıtlarında Tanın Yılmaz ile arasında geçen avukat Candaş Gürol’un 100 bin dolar aldığı iddialarına ilişkin de Erzan, bunun doğru olmadığını savundu.
Tutuksuz sanık Nazlı Can ise Erzan’ın işlemlerinin yasa dışı olduğunu anlamadığını ve kendisinin de sistemde parası olduğunu iddia etti.
Bilerek işlem yapmadığını, Erzan’ın kendi hesaplarını da kullandığını ancak şüpheleneceği durum olmadığını anlatan Can, Erzan’ın yanındayken “İmza atacağım.” sözleriyle birileriyle görüştüğünü dile getirdi.
Sanık Can, Erzan’la 2019’da tanıştığını ve akrabalarını ikna edip onlardan para aldığını belirterek, “Bize dönem dönem paralar veriyordu, sonra geri alıyordu.” dedi.
“Erzan’a para teslim etmeden önce konuyu babamla konuşmadım”
Müşteki Buse Terim Bahçekapılı ise vadeli hesabında bulunan 190 bin doları sanık Erzan’a verdiğini söyledi.
Fatih Terim ile baba-kız ilişkilerinde parasal konuları görüşmediklerini, kazançlarının ayrı olduğunu anlatan müşteki Bahçekapılı, Erzan’a para teslim etmeden önce babasıyla konuyu konuşmadıklarını vurguladı.
Sanık Erzan’la ilk kez babaannesinin cenazesinde yüz yüze görüştüklerini ifade eden Bahçekapılı, öncesinde ise bankacılık işlemlerine ilişkin yalnızca telefonda konuştuklarını bildirdi.
Bahçekapılı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eşim beni arayıp böyle bir işlemden söz ettiğinde ‘Evet, benim de param burada.’ dedim o kadar. Terim Arıcan’a sorduğumda, kendisi para yatırırken yazılı kağıt verildiğini ama o gün para yatırırken hazineye yetişmesi gerektiği için evrakı yarın vereceklerini söyledi ama biz daha sonra evrak alamadık. 190 bin doları tek seferde verdim. Seçil Erzan Denizbank şube müdürü olmasaydı, sokaktan geçen biri olsaydı bu parayı vermezdim. Şikayetçiyim, davaya katılma talebim var.”
Müşteki Bülent Çeviker de sanık Erzan ve müşteki Mert Zeydanlı’dan şikayetçi olduğunu belirterek, davaya katılma talebinde bulundu.
Müşteki Zeydanlı sanık Erzan’a dört kez para vermiş
Müşteki Mert Zeydanlı, 30 Ocak 2023’te bankaya para yatırdığı gün Erzan’ın kendisini odasına çağırdığını ve burada özel bir fondan bahsettiğini, isterse buna katılabileceğini söylediğini kaydetti.
Özel fonların işlem sürecine ilişkin bilgi sahibi olduğundan bahseden Zeydanlı, Erzan’a güvencesinin ne olacağını sorduğunda, sanığın kendisine senet alacağını belirttiğini anlattı.
Zeydanlı, sanıktan senet istediğinde kendisine, “Bu fonla Fatih Terim’in ve Müfit Erkasap’ın eşleri ilgileniyor, senedi onlardan alalım.” dediğini iddia ederek, “Ben bu belgeyi bankadan alamayacağımı zaten biliyordum. Senedi alınca da kendisine dört kez para verdim. Bir kere de 400 bin dolar aldım. Hemen ertesi gün Seçil, yeni bir teklifle geldi ama içeride 2 milyon 700 bin dolar param olduğu için kabul etmedim.” dedi.
Sanık Erzan’dan şikayetçi olduğunu dile getiren Zeydanlı, davaya katılma talebinde bulundu.
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına karar verilmesini istedi.
Söz alan tutuklu sanıkların avukatları, müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, ara kararında tutuklu sanıkların bu halinin devamına hükmetti.
Duruşma, müşteki beyanlarının alınması ve tanıkların dinlenilmesi için 15 Ocak’a ertelendi.
İddianamede kamuoyunun yakından tanıdığı isimler yer alıyor
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği belirtiliyor.
İddianamede, müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının saptandığı belirtiliyor.
İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesi ve ıslak imzasını atıp müştekilere ulaştırdığı ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Sanık Erzan hakkında istenen ceza 252 yıla yükseldi
Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi. Erzan’ın 77 yıldan 252 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
İddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor.
GÜNDEM
06 Kasım 2024SPOR
06 Kasım 2024GÜNDEM
06 Kasım 2024SPOR
06 Kasım 2024SPOR
06 Kasım 2024GÜNDEM
06 Kasım 2024GÜNDEM
06 Kasım 2024